ehlibeyt.com internet
sitesinde yer alan tüm
içerikler 'ehlibeyt.com'
kaynak gösterilerek
kullanılabilir.






İMAM ALİ VE GADR-İ HUM OLAYI / 6

Ey insanlar, O'ndan (Ali'den) başkasına yönelerek sapıklığa
düşmeyin, O'ndan yüz çevirmeyin; O'nun velâyetinden ayrılma-
yın. O, hakka hidayet eder ve hak ile amel eder. Bâtılı iptal eder
ve bâtıldan sakındırır. Allah yolunda kınayıcıların kınaması O'na
engel olamaz.

O (Ali), Allah'a ve Resulü'ne iman eden ilk kimsedir. Bana iman
hususunda hiç kimse O'ndan öne geçmemiştir. O, canıyla Allah
Resulü'nün yolunda her türlü fedakârlığa katlanmıştır. İnsanlardan
hiç kimse Allah'a ibadet etmediği bir zamanda, O, Allah Resulü'yle
birlikteydi. Namaz kılan ilk kimse O'dur. Benimle birlikte Allah'a
ibadet eden ilk kimse de O'dur. Allah tarafından yerime yatağıma
yatmasını emrettim. O da canını Bana feda ederek Benim yerime
yatağıma yattı.




İMAM ALİ VE GADR-İ HUM OLAYI / 7

Sonra Hz. Peygamber (s.a.v.) elini kaldırdı. Her ikisi de eli-
ni göğe doğru açtı. Ali'yi (a.s.) yerinden kaldırdı ve ayağı Hz.
Peygamber'in (s.a.v.) diziyle aynı hizaya geldi. Daha sonra Hz.
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Ey insanlar, bu Ali'dir; O Benim kardeşim, vasîm, ilmimi topla-
yan ve ümmetim arasında iman eden kimseler üzerinde halifemdir.
Aziz ve celil olan Allah'ın Kitabını tefsir etmekte, Allah'a davet
etmekte, Allah'ı razı eden şeylerle amel etmekte, Allah'ın düşman-
larıyla savaşmakta, Allah'a itaatle dostluk etmekte ve Allah'a isyan
etmekten sakındırmakta Benim yerime geçen kimsedir.

Allah Resulü'nün halifesi odur; Mü'minlerin Emiri O'dur; Allah
tarafından hidayet imamı O'dur. Nâkısîn (ahdini bozan Cemel as-
habı), Kâsıtîn (Zulmeden Muaviye taraftarları) ve Mârikîn'i (din-
den çıkan Hâriciler'i) Allah'ın emriyle öldüren O'dur.




İMAM ALİ VE GADR-İ HUM OLAYI / 8

Ey insanlar, Allah'a yemin olsun ki bu ayette kendilerini isim ve
soylarıyla bildiğim ashabımdan bir grup kastedilmiştir. Ama onları
ifşâ etmemekle görevlendirildim. O halde, her kim amel ederse,
kalbinde Ali'ye karşı taşıdığı sevgi veya kinle mutabık olan şeyi
bulacaktır.

Ey insanlar, aziz ve celil olan Allah tarafından Bana bir nur ve-
rilmiş, Benden sonra Ali b. Ebî Tâlib'e ve O'ndan sonra da Mehdi-i
Kâime kadar, O'nun nesline verilmiştir. Mehdi de Allah'ın hakkını
ve bize ait olan her hakkı geri alır. Zira aziz ve celil olan Allah bize
kusurda bulunanlara, düşmanlık gösterenlere, muhaliflere, hainle-
re, günahkarlara, zâlimlere ve tüm âlemlerden gasp edenlere karşı
hüccet karar kılmıştır.




İMAM ALİ VE GADR-İ HUM OLAYI / 9

Ey insanlar, Ben, Allah'ın, uymayı emrettiği doğru yoluyum,
Benden sonra da Ali ve sonra I'nun neslinden olan çocuklarım da
hidâyet imamlarıdır. Hakka hidâyet eder Hakkın yardımıyla adalet
üzere davranırlar."

Daha sonra Hz. Peygamber (s.a.v.) şu ayeti tilavet buyurdu:
'Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Hamd âlemlerin Rabbi
Allah'a mahsustur...'

Fatiha Sûresi'ni sonuna kadar okudu ve daha sonra şöyle buyur-
du: "Bu sûre Benim hakkımda nâzil olmuştur. Allah'a yemin olsun
ki, onlar (imamlar) hakkında nâzil olmuştur. Genel olarak onlara
şâmildir; özel olarak da onlar hakkındadır. Onlar Allah'ın dostla-
rıdır; onlara bir korku yoktur ve onlar asla üzülmezler. Biliniz ki
Allah'ın hizbi galip gelecektir.

Biliniz ki onların düşmanları, sefihler (beyinsizler), sapıklar ve
şeytanın kardeşleridir. Onlar bâtıl şeyleri gurur yüzünden birbirine
iletirler.




İMAM ALİ VE GADR-İ HUM OLAYI / 10

Ey insanlar, biliniz ki Ben uyarıcı ve korkutucuyum, Ali de müj-
deleyicidir.

Ey insanlar, biliniz ki Ben uyarıcıyım ve sakındırıcıyım, Ali ise
hidâyet edicidir.

Ey insanlar, biliniz ki Ben peygamberim, Ali ise Benim halifemdir.

Ey insanlar, biliniz ki Ben peygamberim ve Ali de bundan sonra
Benim vasîm ve imamdır. O'ndan sonra ki imamlar da O'nun evlat-
larıdır. Biliniz ki Ben onların babasıyım, onlar da O'nun (Ali'nin)
sulbünden vücuda gelecektir.




DOĞUMU

Mü'minlerin Emiri, vasilerin lideri İmam Ali'nin soyu şöyledir;
Ali b. Ebu Tâlib b. Abdulmuttalib b. Haşim b. Abdume-
naf b. Kusay, b. Kılab b. Murre b. Luey b. Galip b. Fihr b. Ma-
lik b. Nadir b. Kinane b. Huzeyme b. Mudrike b. Iyas b. Mudar
b. Nizarb. Meadd b. Adnan'dır. Dedesi Şeybet'ul-Hamd olarak
bilinen Abdulmuttalib'tir. Hz. Ali ile Hz. Peygamber'in soyu
Abdulmuttalib'de birleşir.641

Hz. Ali'nin babası Ebu Tâlib b. Abdulmuttalib'dir Asıl adı Ab-
dumenaf, bir görüşe göre İmran, bir diğer görüşe göre Şeybe'dir.
Mekke'ye gelen heyetlerin su dağıtma görevini o yürütürdü. Puta
tapmayı reddetmiş, Allah'ın birliğini kabul etmişti. Mahremlerin
evlenmesini, kız çocukların diri diri gömülmesini, zinayı, şarap iç-
meyi ve Allah'ın evini çıplak olarak tavaf etmeyi yasaklamıştı.642




HZ. ALİ PEYGAMBERİN YANINDA

Bir ara Mekke'de büyük bir kıtlık ve kuraklık baş gösterdi.
O sırada Peygamberin amcası Ebu Tâlib ailesi kalabalık oldu-
ğu için geçim sıkıntısı çekiyordu. Peygamberimiz diğer amcası
Abbas'a, "Ebu Tâlib'in yükünü azaltmak için oğullarından birini
evimize götürüp, bakımını üstlenelim" teklifinde bulundu. Abbas,
Haşimoğulları'nın zenginlerindendi. Birlikte Ebu Tâlib'in yanına
gidip konuyu açtılar. Ebu Tâlib bu teklifi kabul etti. Sonuçta; Abbas
Câfer'i, Hz. Muhammed de Ali'yi alıp evlerine götürdüler.649

 




RESULÜLLAH VE FÂTIMÂ B. ESED

Peygamberimiz Fâtımâ bint-i Esed'e, "Annemden sonraki an-
nem" der kendisini çok severdi. O, Peygamber'in annesi konumun-
daydı.651

Fâtımâ bint-i Esed şöyle diyor: "Abdulmuttalib vefat edince, Ebu
Tâlib Resulüllah'ın koruyuculuğunu üstlendi. Ben Resulüllah'a
bakıyordum, O ise beni anne diye çağırıyordu."652

Fâtımâ bint-i Esed, Peygamberi kendi evinde büyütmüştü. Vefat et-
tiğinde Resulüllah yanına geldi, başucunda oturdu ve şöyle buyurdu:

"Allah sana rahmet etsin anneciğim! Sen öz annemden sonraki
annemdin. Aç kalır Beni doyururdun. Çıplak kalır, beni giydirirdin.
Güzel yiyeceklerden kendini yoksun bırakır onları Bana yedirirdin.
Bunu yaparken ahiret sevabını ve Allah rızasını isterdin."




HZ. ALİ HİRA MAĞARASI'NDA

İslam Peygamberi, Allah tarafından risalet için görevlendirilme-
den önce her yıl bir ayını Hira Mağarası'nda ibadet ile geçirir ve
sonra Mescid'ül Haram'a gidip, Allah'ın evini tavaf edip, evine dö-
nerdi. Acaba Aziz Peygamber, Hira'ya Hz. Ali'yi de götürür müy-
dü, yoksa O'nu evde mi bırakırdı?

Tarihî gerçekler gösteriyor ki, Hz. Peygamber Hz. Ali'yi evine
götürdüğü ilk günden beri, O'nu asla kendi başına bırakmamıştır.
Tarihçiler şöyle yazıyor:

"Hz. Ali, Hz. Peygamber ile her zaman beraberdi. Hz. Peygam-
ber ibadet için şehir dışındaki dağlara ve çöllere gittiği vakit bile
Hz. Ali'yi yanında götürürdü."657




HZ. ALİ İLK İMAN EDEN KİŞİYDİ

İbn-i Ebi'l Hadid'in, Nehcü'l Belağa şerhinde yazdığına göre,
"Sahih kitaplarda (Kütüb-i Sitte) rivayet edilmektedir ki; Cebrail
ilk defa nâzil olup, Hz. Peygamberi, peygamberlik makamıyla şe-
reflendirdiği zaman Hz. Ali de O'nun yanında idi."662

Tarihî kaynaklardan öğrendiğimize göre, "Hz. Muhammed pa-
zartesi günü peygamberliğe seçildi. Hz. Ali, ertesi gün (salı günü)
peygamberlerle beraber namaz kıldı.663

Tarihçiler, Hz. Ali'nin ilk Müslüman olan kişi olduğu hakkında
görüş birliği içindedirler. Müslüman oluncaya kadar hiçbir zaman
şirk koşmamış ve putlara tapmamıştır. Kendisi de, "Ben fıtrat üzere
doğdum" buyurmaktadır. Bu sebepledir ki, bütün İslam âlimleri,
O'ndan söz ederken "Aliyyun kerremallahu vechehu" demeyi ge-
lenek haline getirmişlerdir.




PEYGAMBERLİĞİN İLANI SIRASINDA HZ. ALİ YEVMU'D-DAR OLAYI

Resulüllah, üç yıl boyunca genel bir davette bulunmadı. Sadece
kabul edebileceğine inandığı kişileri İslam'a davet etmekteydi. Üç
yıl sonra, Hz. Peygamber'e en yakın akrabalarından başlayarak,
insanları Allah'ın dinine davet etmesi emri geldi.

"Ve en yakın akrabalarını (Allah'ın azabına karşı) korkut. İna-
nanlardan Sana uyanlara karşı sevgi kanadını indir, mütevazı ol.
Sana isyan ederlerse, de ki: Şüphe yok ki Ben sizin için yaptıkları-
nızdan uzağım."667

Bunun üzerine Resulüllah bu konuda kendisine yardımcı olması
için Hz. Ali'yi çağırdı. Ben-i Haşim büyüklerinden kırk beş kişiyi
öğle yemeğine davet etmesini ve onlara sütle birlikte etli yemek ve-
rilmesini istedi. Bir miktar buğday ve bir koyun budundan yemek
yapıldı. Hâlbuki toplantıya katılanların her biri bir oturuşta bir kuzu
yemeleriyle meşhurdular. Misafirler belirlenen vakitte geldiler.




TAİF'DE HZ. ALİ

Miladi 620 yılı Resulüllah için ard arda kayıpların yaşandığı bir
yıl oldu. Oğulları Kasım ve Abdullah'ın vefatının ardından, amcası
Ebu Tâlib ve hanımı Hatice'yi kaybeden Resulüllah, adeta ikinci
kez öksüz ve yetim kaldı.

Bu sebeple bu yıla Hüzün Yılı adı verilmiştir. Ebu Tâlib'in ölü-
münden sonra Kureyş, Resulüllah'a baskı ve zulümlerini iyice art-
tırdı. Mekke'de Kureyş'in saygı duyduğu, çekindiği kimse kalma-
mıştı. Peygamberimiz bu gerçeği dile getirerek şöyle buyurmuştur:
"Ebu Tâlib, ölünceye kadar Kureyş Bana saldırmaktan
çekinirdi."669






 1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21 
X