ehlibeyt.com internet
sitesinde yer alan tüm
içerikler 'ehlibeyt.com'
kaynak gösterilerek
kullanılabilir.






HZ. EBU TALİB

Kategori dahilindeki konu başlıklarına ait içindekiler dizini aşağıdaki gibi olup, gönlünüzden Ehlibeyt sevgisinin eksik olmamasını temenni ederiz.

Tüm liste

 Kategori için içerik girişleri nihayete ermiştir.



HZ. EBU TÂLİB

Ebu Tâlib'in imanı geçmişten günümüze kadar tartışma konu-
su olmuştur. Birçokları onun (Allah'a sığınırız) imansız dünyadan
göçtüğüne inanmaktadır. Ama güvenilir rivayetlerle onun mü'min
olarak dünyadan göçtüğü hususunda asla şek edilmemektedir.
Bazıları Resulüllah'ın (s.a.v.) bu fedakâr koruyucusunun küf-
rüne hükmederken tarih, hadis ve tefsir kitaplarında naklettikleri
zayıf ve meçhul rivayetlere dayanmışlardır.

İslam araştırmacılarına göre, Ebu Tâlib'e isnad edilen bu asılsız
iddialar, Ben-i Ümeyye'nin, Hz. Ali'ye olan düşmanlığı yüzünden
uydurulmuştur. 




HZ. EBU TALİB'İN ANNE VE BABASI / 1

Annesi Amr b. Aziz'in kızı Fatıma'dır. 1307

Babası Abdulmuttalib'dir. (Abdulmuttalib Hicret'ten 127 yıl
önce Mekke'de doğmuştur). Abdulmuttalib uzun boylu ve beyaz
çehreliydi. 1308

"Zirikli'nin" nakline göre; Abdulmuttalib, miladi 520 yılından
579 yılına kadar Mekke'nin hakimiydi ve vatanını Habeşliler'in
yağma ve baskınlarından korumuştur. 1309

Abdulmuttalib asla putlara tapmadı ve putlar adına kesilen bir
hayvanın etini de yemedi. O şöyle buyurmaktaydı: "Ben ceddim
İbrahim'in (a.s.) dini üzereyim." 1310




HZ. EBU TALİB'İN ANNE VE BABASI / 2

Daha sonra Hz. Muhammed'in iki omuzu arasındaki nübüvvet
mührünü görünce Ebu Tâlib'e gelerek, "İlahi kitaplarda bu çocu-
ğun Peygamber olacağı bildirilmiştir" ve Ebu Tâlib'i geri dönmeye
ikna etmeye çalışarak, "Sakın bu çocuğu yahudiler görmesin, zira
yahudiler O'na düşmandır" dedi. 1315

İbn-i İshak şöyle yazıyor: "Resulüllah kavmine İslam'ı tebliğ
edip davetini onlara Allah'ın buyurduğu şekilde açıklayınca akra-
baları O'ndan ayrılmadı ve O'na itiraz etmediler. Ama Resulüllah
onların putlarını tahkir edince bu onlara ağır geldi. Allah'ın, İslam
nuruyla koruduğu bir avuç kimseler dışında hepsi O'na karşı cep-
he aldı, işte bu ortamda Ebu Tâlib Resulüllah'ın yardımına koştu.
Böylece Peygamber de huzur ve ümid içinde risaletini edâ ediyor-
du, dolayısıyla hiçbir şey O'na engel olamıyordu.




HZ. EBU TALİB'İN ANNE VE BABASI / 3

Resulüllah şöyle buyurdu: 'Sizin bu teklifinizi kabullenirsem
sizleri Arapların padişahı kılacak ve Arap olmayanların da karşı-
nızda hor ve hakir olmasını sağlayacak bir kelimeyi dile getirmeye
hazır mısınız?'

Ebu Cehil şöyle dedi: 'Evet bu yararlı bir sözdür. Evet babana
and olsun ki, onu ve benzeri onlarca kelimeyi de deriz.'

Resulüllah: 'O halde lailahe illallah deyiniz' diye buyurdu.
Bu sözden dolayı kızarak kalkıp oradan ayrıldılar. Kendi arala-
rında, şöyle dediler: 'Artık asla O'nun yanına dönmeyeceğiz. En
iyisi O'nu habersizce katledelim' dediler.




KUREYŞ VESİKASI

Ebu Tâlib, Kureyş'in, Resulüllah'ı (s.a.v.) öldürmeye kesin ka-
rar aldığını duyunca şöyle dedi:

"Allah'a and olsun ki, beni defnetmedikleri müddetçe Sana dokuna-
mazlar, Sen benim hayrımı dileyerek davet ettin, Sen sâdıksın (söyle-
diğin doğrudur) ve eminsin. Sen dinlerin en hayırlısını getirdin."

Ebu-l Futut-i Râzi bu hususta şöyle diyor: "Bu sözler Ebu
Tâlib'in imanını açıkça göstermektedir Zira, 'Sana iman ettim ve
Seni tasdik ettim' sözüyle 'Sen sâdıksın' sözü arasında hiçbir fark
yoktur." 1322

Kureyş Resulüllah'ı öldüremeyeceğini ve Ebu Tâlib'in
Resulullah'ı (s.a.v.) himayeden el çekmeyeceğini anlayınca
Peygamberi öldürmek için kendilerine teslim edinceye kadar
Haşimoğulları'yla alışverişi keseceklerine dair kendi araların-
da bir vesika imzaladılar. Böylece Resulüllah, Haşimoğulları ve
Muttaliboğulları'ndan olan yakınlarıyla birlikte bir vadide muha-
sara altına alındı.




HZ. EBU TÂLİB'İN VEFAT ÂNINDAKİ VASİYETİ

İmam Sâdık (a.s) şöyle buyuruyor: Ebu Tâlib'in vefatı yaklaşın-
ca Kureyş'in büyüklerini toplayarak onlara şu vasiyette bulundu:

"Ey Kureyşliler! Sizler insanlar arasında Allah'ın seçkin kulları,
Arab'ın kalbi, yeryüzü ve harem ehli arasında Allah'ın hazinedar-
larısınız. Sizin aranızda muktedir bir önder, cesur bir öncü ve eli
açık bir bağışlayıcı bulunmaktadır. Sizlere Kâbe'yi ta'zim etmenizi
tavsiye ediyorum ki, bunda Allah'ın rızası, rızkın devamı ve zor-
luklar karşısında direniş vardır. Sıla-i rahim yapınız. Zira bu ölü-
mü erteler ve nüfusu çoğaltır. Zulmetmeyi terk ediniz ki, öncekiler
de bu yüzden helak oldular. Davet edene icabet ediniz. Hayat ve
ölümün şerefi de bundadır. Sâdık olunuz ve emanete riayet ediniz.
Zira bu ikisi sayesinde iftiradan korunur ve halk nezdinde değer
kazanırsınız.




HZ. EBU TÂLİB'İN VEFATI

Ebu Tâlib'in vefat tarihi hususunda da ihtilaf vardır. Muhaddis-i
Kumi, Bi'set'in onuncu yılının sonlarında Recep ayının 27'sinde
vefat ettiğini ileri sürmektedir. 1325

Makrizi, Zilkade ayının başında öldüğünü savunmaktadır.1326
Zerkani ise şöyle yazıyor: "Bi'set'in onuncu yılının, Ramazan
ayının 12'sinde Ebu Tâlib vefat etti." 1327

İbn-i Sa'd ise Ebu Tâlib'in Bi'set'in onuncu yılının Şevval ayı-
nın ortasında, 80 küsur yaşındayken vefat ettiğini, Hz. Hatice'nin
de bundan 35 gün sonra dar-u fâniden göçtüğünü ve vefat anında
65 yaşında olduğunu nakletmektedir.

Resulüllah böylece hem Ebu Tâlib'i, hem de Hz. Hatice'yi kay-
betmiş oldu.1328




HZ. EBU TÂLİB HAKKINDA ÂLİMLERİN GÖRÜŞÜ

İbn-i Ebi-l Hadid, Emir'el-mü'minin Ali'nin (a.s) fazileti hak-
kında şöyle diyor: "Babası Mekke'nin seyyidi, Kureyş'in şeyhi ve
Mekke'nin reisi olan birisi hakkında ne söyleyeyim."1334

Meşhur Arap şairi Sabit b. Câbir'e, "Arapların efendisi kimdir?"
diye sorulunca, "Ebu Tâlib'dir" diye cevap verdi.1335

Arapların fasih ve büyüklerinden olan ve hilm ve hikmetiyle
bilinen Ahnef b. Kays-i Tamimi'ye, "Bu hilm ve hikmeti nerede
buldun?" diye sorulunca şöyle dedi: "Asrın hikmeti en çok hilmli
ve bilgini Kays b. Asım'dan."

Kays b. Asım'a; "İlim ve hilmi kimden aldın?" diye sordular, o
da "Eksem b. Sayfi-i Temimi'den" diye cevap verdi, Eksem'e, "Bu
hikmet, riyaset, hilm ve siyaseti kimden öğrendin?" diye sorunca o
da, "Ebu Tâlib'den" diye cevap verdi. 1336




HZ. EBU TÂLİB'İN İMAN ETMEDİĞİNE DAİR BAZI İDDİALAR

"Onları Peygamber'e (s.a.v.) yaklaşmaktan vazgeçirmeye çalı-
şır, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar" ayetinin Ebu Tâlib hakkın-
da nÂzil olduğunu iddia etmişlerdir. Zira müşrikleri Resulüllah'a
(s.a.v.) eziyet etmekten alıkoyar ama kendisi iman etmezdi.1340

Ebu Tâlib'in şahsiyet ve sözleri ve Ehl-i Beyt imamlarının açık-
lamalarından anlaşıldığı üzere bu gibi isnatlar, Ben-i Ümeyye'nin
Ehl-i Beyt'e olan düşmanlıkları neticesinde hadis olarak uydurduk-
ları iftiralardır.

Taberi, ayet hakkında üç görüşü naklettikten sonra şöyle yazıyor:
"En iyisi, 'Onlar Resulüllah'a (s.a.v) itaatten alıkoyuyor kendi-
leri de O'na tâbi olmuyorlar' şeklinde tefsir edilmesidir. Zira önce-
ki ayetler Resulüllah'ı tekzip eden ve O'ndan yüz çeviren müşrik-
ler hakkındadır." 1341




HZ. EBU TÂLİB'İN CENAZE NAMAZI / 1

İbn-i Hacer şöyle yazıyor: "Eğer Ebu Tâlib Müslüman olsaydı
Resulüllah (s.a.v.) cenazesine namaz kılardı." 1353

Halbuki Zeyni Dehlan gibi bir çok Ehl-i Sünnet âlimlerinin de ka-
bul ettiği üzere o zamanlar henüz cenaze namazı teşri olmamıştı.1354

Bu yüzden Resulüllah Hz. Hatice için de cenaze namazı kılmadı.1355

İbn-i Sa'd şöyle nakletmektedir: "Ebu Tâlib, Resulüllah'ın
(s.a.v.) zamanında vefat etti, Câfer ve Ali ona varis olmadı. Ama
Akil ve Tâlib ona varis oldular. Zira Müslümanlar kâfirlerden ve
kâfirler de Müslümanlardan miras alamaz." 1356

Abdulcelil-i Kazvini buna cevap olarak diyor ki: "Ehl-i Beyt mek-
tebine göre kâfirler Müslüman'a vâris olamazlarsa da mü'minler
kâfirlerden miras alabilirler. Zira küfür miras almaya engel olur
ama iman engel değildir. Dolayısıyla Ali (a.s) Ebu Tâlib'e vâris
olmuştur. Kaldı ki, Ebu Tâlib'in kendisi de mümin idi." 1357




HZ. EBU TÂLİB'İN CENAZE NAMAZI / 2

5- İbn-i Hacer şöyle kaydeder: "Eğer Ebu Tâlib Müslüman ol-
saydı Resulüllah cenazesinde namaz kılardı.

Halbuki Zeyni Dehlan gibi bir çok Ehl-i Sünnet âliminin de ka-
bul ettiği üzere o zamanlar henüz cenaze namazı teşri olmamıştı.
1367Nitekim bu yüzden Resulüllah Hz. Hatice için de cenaze namazı
kılmadı.

6- İbn-i Sa'd şöyle nakleder: "Ebu Tâlib Resulüllah'ın zama-
nında vefat etti, Câfer ve Ali ona varis olmadı ama Akil ve Tâ-
lib ona varis oldu, zira Müslüman kafire mirasçı olamaz kafir de
Müslüman'dan miras alamaz."

Abdul Celil-i Kazvini buna cevaben diyor ki: "Ehli Beyt mek-
tebine göre kafirler Müslüman'a varis olmazlarsa da, Müslümanlar
kafirlerden miras alabilirler. Ali de Ebu Tâlib'e varis olmuştur. Kal-
dı ki Ebu Tâlib'in Kendisi de mü'min idi."1368






 1   2 
X