ehlibeyt.com internet
sitesinde yer alan tüm
içerikler 'ehlibeyt.com'
kaynak gösterilerek
kullanılabilir.






FEDEK'İN BAĞIŞ OLDUĞU İLE İLGİLİ DELİLLER / 1

Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine'ye dönünce, şu ayet nâzil oldu:
"Yakınlara, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Gereksiz yere
de saçıp savurma."946

Peygamber-i Ekrem (s.a.v.) 'ze'vil-i kurba'nın (yakınlarının)
kimler olduğunu ve haklarının ne olduğunu düşündüğü bir halde
Cebrail yeniden nâzil olarak:

"Allah-ü Teala buyuruyor ki: 'Fedek'i Fâtımâ'ya ver' diye arz
etti."

Hz. Peygamber de (s.a.v.), Hz. Fâtımâ'yı (a.s.) çağırarak, "Al-
lah-ü Teala Fedek'i Sana vermemi emretti" diye buyurdular. Bu
yüzden o mecliste Fedek'i Fâtımâ'ya (a.s.) hediye etti.947




FEDEK'İN BAĞIŞ OLDUĞU İLE İLGİLİ DELİLLER / 2

Bu konuda Ehl-i Beyt âlimlerinin yanında Ehl-i Sünnet âlimleri-
nin eserinde de Fedek'in Hz. Fâtımâ'ya hediye edildiği yer almak-
tadır:

1- Ebu Said El-Hudri'nin şöyle dediği belirtilmiştir:

"Akraban olan kimseye hakkını ver ... ayeti nâzil olunca, Hz.
Resulüllah (s.a.v.) Fâtımâ'yı (a.s.) çağırdı ve O'na Fedek'i verdi."953

2- Ebu Said Hudri'den şöyle rivayet etmişlerdir:

"Bu ayet (ve ati ze'l kurba hakkahu) nâzil olunca, Peygamber-i
Ekrem (s.a.v.), Fedek'i Fâtımâ'ya (a.s.) hediye etti."

3- Tarihçi Belazuri H. 279'da ölmüştür. Me'mun'un Medine
Valisi'ne yazdığı mektubu nakletmiştir. Mektupta şunlar yazılı idi:

"Resulüllah (s.a.v.) Fedek'i kızına bağışladı. Bu husus o kadar
kesindir ki, Peygamberin (s.a.v.) ailesinden hiç kimsenin onda ih-
tilafı yoktur. Ve o (Hz. Fâtımâ) ölünceye kadar Fedek'in sahibi ol-
duğunu ilan etti."954




FEDEK KONUSUNDA HZ. EBU BEKİR / 1

İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s.) Fedek ile ilgili rivayeti şöyledir:
"Ali (a.s.) Fâtımâ'ya (a.s.) dedi ki: "Git ve Bana Resulüllah'tan
(s.a.v.) Sana kalan mirasını iste."

Bunun üzerine Fâtımâ (a.s.) Ebu Bekir'in yanına geldi ve şöyle
dedi:

"Niçin, Babam Resulüllah'ın (s.a.v.) mirasını Bana vermiyor-
sun? Neden Benim vekilimi Fedek arazisinden çıkardın? Orayı
Resulüllah'ın (s.a.v.), Allah'ın emri ile Bana verdiğini bilmiyor
musun?"

Ebu Bekir şöyle dedi:

"Allah dilerse, şüphesiz Sen haktan başka bir şey söylemezsin.
Ama bunun için şahitler getirmen gerekiyor."




FEDEK KONUSUNDA HZ. EBU BEKİR / 2

Sire-i Halebî'de bu olay şöyle aktarılmaktadır:

"Resulüllah'ın (s.a.v.) rıhletinden on gün geçmeden Hz. Zehra'ya
(a.s.) halifenin memurlarının Fedek'e el koyup, oradaki işçileri dı-
şarı çıkardıkları haberi geldi.

Bunun üzerine Hz. Zehra Ben-i Haşim kadınları ile birlikte hak-
kını onlardan geri alabilmek için halifenin yanına gitti ve araların-
da şöyle bir konuşma geçti:

Hz. Fâtımâ (a.s.): "Neden Benim işçilerimi Fedek'ten çıkardın
ve neden Benim hakkıma el koydun?"

Halife: "Babandan duyduğum üzere, peygamberler kendilerin-
den miras bırakmazlar."

Hz. Zehra (a.s.): "Babam hayattayken Fedek'i Bana bağışlamıştı
ve Ben o hayattayken Fedek'in sahibi idim."




FEDEK KONUSUNDA HZ. EBU BEKİR / 3

"Mes'udi, Muruc'uz-Zeheb kitabında şahitlerle ilgili şöyle yazıyor:

"Peygamber'in (s.a.v.) kızı, Fedek hakkında Ebu Bekir ile mü-
zakere etti ve Fedek'i ondan geri istedi. O, Ali (a.s.), Hasan (a.s.),
Hüseyin (a.s.) ve Ümmü Eymen'i şahitleri olarak getirdi."965

Hasan, Hüseyin ve Hz. Ali Tathir ayeti ile masumiyetleri ispat-
lanmış kişilerdendir. Dolayısıyla onların şahitliği başka hiç kimse-
ninki ile kıyaslanamayacak kadar güvenilirdir.

Kaldı ki, tamamen hakkın ve hakikatin ortaya çıkması isteniyorsa
yapılması gereken, Hz. Fâtımâ'dan (a.s.) yemin istemek olmalıydı.
Çünkü mallar ve borçlar hususunda müddeinin (davacının) ka-
semi de eklenirse kadının bir şahitle de hükmedebileceği yazmak-
tadır. Resulüllah'ın (s.a.v.) bir şahit ile davacının kasemine dayana-
rak hüküm verdiği rivayettir."966




HZ. ALİ'NİN ŞAHİTLİĞİ HUZEYME BİN SABİT'TEN DAHA DEĞERLİDİR / 1

Kaldı ki, Hz. Ali (a.s.) tek erkek şahittir denilse bile Resulüllah'ın
(s.a.v.) tek şahit olmasına rağmen, iki kişinin şehadeti yerine şahit-
liğini kabul ettiği sahabeler vardır.

Resulüllah (s.a.v.) Huzeyme bin Sabit'in şehadetini iki kişinin
şehadeti yerine kabul etmiştir.

Kaldı ki, İmam Ali'nin (a.s.) haktan ayrılmayacağı hakkında pek
çok ayet ve hadis ortadadır.

İddia sahibi olan Hz. Fâtımâ (a.s.) ile ilgili olarak, Hz. Ali'nin
(a.s.) Ebu Bekir'e söylediklerini aktarmamız kâfidir:

"İmam Ali (a.s.) mescide bulunan Hz. Ebu Bekir'in yanına geldi
ve şöyle dedi:




HZ. ALİ'NİN ŞAHİTLİĞİ HUZEYME BİN SABİT'TEN DAHA DEĞERLİDİR / 2

Ali (a.s.) şöyle dedi:

"O zaman Allah'ın katında kafirlerden olursun."

Ebu Bekir, "niçin?" dedi.

Ali (a.s.) şöyle cevap verdi:

"Çünkü Allah'ın O'nun tertemiz olduğuna dair tanıklığını red-
detmiş, şahitlerin O'nun aleyhindeki şahitliklerini de dikkate almış
olursun. Tıpkı Allah'ın hükmünü ve Peygamberin (s.a.v.) Fedek'i
Fâtımâ'ya ait kılan hükmünü reddedip, onun Müslümanlara kalmış
bir ganimet olduğunu iddia ettiğin gibi.




FEDEK İLE İLGİLİ YAŞANANLAR KONUSUNDA Şİİ VE SÜNNİ ÂLİMLER ARASINDA FARKLI GÖRÜŞLER / 1

Ebu Bekir den rivayet edilen hadis konusu:

Şii âlimlerden, Şii İbn'ul Mutahhar diyor ki: "Ebu Bekir,
Fâtımâ'nın mirasını vermemiştir. Bu hususta yalnız kendisinin ri-
vayet ettiği bir hadise dayanmış ve Fâtımâ'nın (a.s.) mirasını ye-
miştir.

Çünkü ona sadaka helaldir. Ebu Bekir, Resulüllah'ın (s.a.v.),
"Peygamberler miras olarak dirhem veya dinar bırakmazlar. Onla-
rın bıraktıkları miras ancak ilimdir"971 mealindeki hadise dayana-
rak bu işi yapmıştır.

Kur'an'ın hükmü ise bu hadise muhaliftir. Çünkü Allah şöyle
buyuruyor: "Allah, çocuklarınız hakkında, erkeğe iki kadının his-
sesi kadar tavsiye eder."972




FEDEK İLE İLGİLİ YAŞANANLAR KONUSUNDA Şİİ VE SÜNNİ ÂLİMLER ARASINDA FARKLI GÖRÜŞLER / 2

Sen ey Abbas! Kardeşinin oğlu Ali'nin hakkını, Ali de Zevcesi-
nin Babasından kalan hakkını sormaya geldiniz. Size, kendinizin
işittik dediğiniz (biz miras bırakmayız...) hadis-i şerifini hatırlat-
tım. Sora Resul-i Ekrem Efendimizin haklı halifesi olan Ebu Bekir-i
Sıddık'ın yaptığını bildirdim.

Halife olduğum gün bu işin idaresini siz ikinize bırakmıştım ve
bu işi önceki gibi idare etmenizi size şart eylemiştim.

Osman'ın ve arkadaşlarının yanında, Ali ile Abbas'ın sualine
karşı, bu şart ile verilmiş olduğunu bildirdi. Şimdi siz, buna uy-
mayan bir iş yapmaya izin istemek için gelmiş iseniz, yeri ve gök-
leri yaratanın büyüklüğüne yemin ederim ki, Allah-u Teala'nın ve
O'nun Resulü'nün (s.a.v.) rızalarına uymayan bir işin yapılmasına
izin vermem. İdaresinden aciz iseniz bana geriye verin! Sizin ihti-
yaçlarınızı temin ederim" dedi.




FEDEK İLE İLGİLİ YAŞANANLAR KONUSUNDA Şİİ VE SÜNNİ ÂLİMLER ARASINDA FARKLI GÖRÜŞLER / 3

2- EBRAR AYETLERİ:

"Allah da onları bu yüzden o günün fenalığından korur; onların
yüzüne parlaklık ve neşe verir. Sabırlarının karşılığı, cennet ve ora-
daki ipeklerdir."978

3- TATHİR AYETİ:

"Ey Ehl-i Beyt, Allah sizden her çeşit pisliği, suçu gidermek ve
sizi tertemiz bir hale getirmek diler."979

4- MEVEDDET AYETİ:

"De ki sizden tebliğe karşılık bir ücret istemiyorum, istediğim
ancak yakınlarıma sevgidir ve kim güzel ve iyi iş yaparsa onun
güzelim mükâfatını arttırırız; şüphe yok ki, Allah bağışlayandır,
iyiliğe mükâfatla karşılık verendir."980




HZ. ALİ'NİN FEDEK SAVUNMASININ HÜKMÜ / 1

Hz. Fâtımâ'nın Fedek konusundaki ikinci savunması olan miras
konusuna geçmeden evvel, Hz. Ali'nin (a.s.) O'na şahitlik etmesi
ve O'nu savunmak için söylediklerinin bazı Sünni âlimler tarafın-
dan kabul görmediğini belirtmeliyiz.

Bazı Ehl-i Sünnet kaynakları, "Ali (a.s.) hak ile beraberdir. Ali ne-
rede ise hak da oradadır. Havuz (mahşerde) başına gelinceye kadar
ikisi birbirinden ayrılmazlar" şeklindeki hadisi reddetmektedirler.
Resulüllah'tan (s.a.v.) böyle bir hadis rivayet edilmediğini iddia
etmektedirler.




HZ. ALİ'NİN FEDEK SAVUNMASININ HÜKMÜ / 2

Öyleyse Benim sevgimle O'nu seviniz; Benim kerametimle
O'na ikramda bulununuz. Şüphesiz Cebrail, Allah tarafından size
söylediklerimi Bana emretti."987

Resulüllah (s.a.v.) buyurdu ki:

"Her peygamberin vasi ve vârisi vardır; Benim vasi ve vârisim
ise Ebu Tâlib oğlu Ali'dir (a.s.)."988

Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Ben ilmin şehriyim, Ali de onun kapısıdır; ilim isteyen O kapı-
dan gelmelidir."989

Hz. Ali'nin doğruluğu ile ilgili ayetler:

1- "O'nun te'vilini Allah ve ilimde ileri gidenlerden başka kimse
bilmez."990






 1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21 
X