ehlibeyt.com internet
sitesinde yer alan tüm
içerikler 'ehlibeyt.com'
kaynak gösterilerek
kullanılabilir.






SIFFİN SAVAŞI / MUAVİYE'NİN CEVABI

Muaviye Hz. Ali'ye biat etmemeye kararlıydı. Buna gerekçe
olarak önce Hz. Osman'ın katillerinin kendisine teslim edilmesi ge-
rektiğini söylüyor, hatta daha da ileri giderek Hz. Ali'nin Osman'ın
katlinden sorumlu olduğunu ileri sürüyordu. Ve Şam halkını da ha-
lifeye karşı bir tehdit unsuru olarak kullanıyordu.

Muaviye'nin Hz Ali'nin biat çağrısına cevaben yazdığı mek-
tup şöyledir: "... Sen Muhacirleri Osman'ı öldürmeleri için tahrik
ettin. Ve Ensar'ın onu himaye etmesini engelledin. Sonuçta cahil
Sana itaat etti ve güçsüz güçlendi. Şam halkı ise Osman'ın katille-
rini teslim alıncaya kadar Seninle savaşma kararı aldılar. Eğer Sen
onların isteğine uyarsan hilafet meselesi bir şûrada görüşülecek-
tir. And içerim ki Senin benimle olan durumun Talha ve Zübeyr'le
olan durumundan çok farklıdır. Zira o ikisi Sana önceden biat et-
mişlerdi. Ancak ben biat etmedim. Ve ayrıca Şam halkı, Basra hal-
kı gibi değil. Çünkü Basra halkı Senin halifeliğini kabul etmişti.
Ancak Şam halkı böyle bir şey yapmadı. Tüm bunların yanında
ben Senin İslam'daki önceliğini, Resulüllah ile olan yakınlığını ve
Kureyş arasındaki dereceni inkar etmiyorum." 1226




MUAVİYE'NİN ASIL MAKSADI

Bazı tarihçiler Muaviye'nin hilafet iddiasında olmadığını, Hz.
Ali'ye biat etmemesinin nedeninin hilafet talebi değil, Hz. Osman'ın
katillerinin cezalandırılması talebi olduğunu iddia etmektedirler.
Başka bir ifadeyle, Şii alimler Muaviye'nin hilafet makamında
gözü olduğunu iddia ederken, Sünni kesim Hz. Osman'ın
katillerini bulma isteğinde olduğunu söylerler. Olayları tarafsız bir
gözle değerlendirirsek, görürüz ki, Muaviye hilafet arzusunu Hz.
Osman'ın katillerinin bulunması bahanesinin ardına gizlemiştir.

Çünkü;

1- Muaviye, Sıffin Savaşı'ndan sonra Hakem Olayı'nda hile
yapmıştır. Hakem Olayı'nın ardından yapılan antlaşmada Hz.
Osman'ın katilleri konusu hiçbir şekilde yer almazken, Muaviye
kendini halife ilan ettirmiştir.




MUAVİYE'NİN KABİLE REİSLERİNDEN YARDIM TALEBİ

Muaviye, halk üzerinde etkisi büyük olan kabile şeyhlerini ya-
nına çekmek için elinden geleni yaptı. Şurahbil Yemeni tanınmış
kabile büyüklerindendi. Muaviye görüşmek üzere kendisini Şam'a
çağırdı.1229

Muaviye ona şöyle dedi: "Ali bizi biat etmeye çağırıyor. Ali en
lâyık insandır. Ancak o Osman'ın katili olmuştur. Ben şimdiye ka-
dar bu konuda bir karar almaktan sakındım."

Şurahbil Yemeni ise Muaviye'ye konuyu araştıracağını söyledi.




HZ. OSMAN'IN KATİLLERİNİN TESLİM EDİLME MESELESİ

Yemen'den Ebu Müslim isminde zahit bir zat yanındaki hafızlar-
la Muaviye'nin yanına gitti ve neden kendine hiçbir konuda denk
olmadığı halde Hz. Ali'ye karşı çıktığını sordular. Muaviye, bir kez
daha Osman'ın katillerinin teslim edilme meselesini gündeme ge-
tirdi. Bir mektup yazıp Hz. Ali'ye verilmek üzere Ebu Müslim'e
teslim etti. Ebu Müslim yanındakilerle beraber Kûfe'ye geldi, Hz.
Ali'nin karşısına geçip mektubu teslim etti ve katillerin kendilerine
teslim edilmesini söyledi. Hz. Ali, "Yarın gel cevabını ve mektu-
bunu al" dedi.

Ebu Müslim ertesi gün Hz Ali'nin huzuruna gittiğinde tüm hal-
kın Kûfe Mescidi'nde toplanıp şöyle bağırdığını duydu: "Osman'ın
katilleri biziz!"




SIFFİN SAVAŞI

Numan b. Beşir, yanında Hz. Osman'ın kanlı gömleği ve hanımı
Nâile'nin kopan parmakları olduğu halde Şam'a geldi. Osman'ın
hanımı Nâile Şamlı idi. Numan yanında getirdiklerini Muaviye'ye
verdi. Muaviye de halkı galeyana getirmek için bunları Şam
Camii'nin minberine astı. İnsanlar onun etrafında ağlaşıyor ve bir-
birlerini Osman'ın intikamını almaya teşvik ediyorlardı.1232

Muaviye'nin Hz. Ali'ye biati kesin olarak reddettiği haberi
Kûfe'ye ulaşınca İmam, Şam'a sefer yapmaya karar verdi. Kûfe'de
bulunan kabile reisleri ile Muhacir ve Ensar topluluğunun Şam se-
feri konusunda tam desteğini aldı. Ukbe b. Amir'i Kûfe'ye idareci
tayin etti. Ve H. 36'da (M. 657) Şevval ayında doksan bin kişilik
bir ordu ile Sıffin'e doğru yola çıktı.1233




AMMAR B. YÂSİR'İN ÖLDÜRÜLMESİ

Bu arada Allah Resulü'nün "Seni asi bir grup öldürecektir" de-
diği Ammar b. Yâsir öldürüldü. Bu düşünüp, ibret alanlar için bü-
yük bir işaretti. Ammar'ın öldürüldüğünü gören ve o zamana kadar
tarafsız kalmış olan sahabeden Huzeyme Hazretleri savaşa girdi ve
şehit olana kadar savaştı. Çünkü Resulüllah'tan, "Ey Ammar! Seni
asi bir topluluk öldürecektir" hadisini işitmişti.1243

Hz. Ammar'ın öldürülmesi Şamlılar arasında büyük etki yarattı.
Abdullah b. Amr, Muaviye'ye gelerek, "Resulüllah'ın hakkında,
'Seni asi bir grup öldürecektir' buyurduğu kişiyi öldürdük" dedi.

Muaviye'nin cevabı ibret verici oldu: "Sus, onu biz mi öldür-
dük? Onu Ali ve arkadaşları öldürdü. Onu buraya getirdiler ve kı-
lıçlarımızın önüne attılar."1244




HAKEM OLAYI / 1

Şamlıların "Kur'an'ın hakemliğine davet etme" hilesi netice-
sini verdi. Hz. Ali'nin ordusunda dalgalanmalar oldu. "Allah'ın
Kitabı'na icabet edelim" demeye başladılar.

Hz. Ali onlara şöyle hitap etti:

"Ey Allah'ın kulları! Haklılığınız ve doğruluğunuz üzere kalın.
Ve düşmanlarınızla savaşmayı sürdürün. Çünkü Muaviye, Amr b.
As, İbn Ebu Muayt Habib b. Ebu Mesleme, İbn Ebu Sarh ve Dah-
hak ne din ehlidirler, ne Kur'an ehli... Ben onları sizden daha iyi
tanırım. Çocukluklarında, sonra yetişkinliklerinde onlarla arkadaş-
lık ettim. En kötü çocuklar ve sonra en kötü yetişkinler onlardı.
Yazıklar olsun size! Allah'a yemin ederim ki, mushafları kaldırma-
larının tek amacı sizi aldatmak, kararlılığınızı kırmak ve size hile
yapmaktır. Söyledikleri haktır ama bununla bâtılı amaçlıyorlar..."




HAKEM OLAYI / 2

Nihayet Iraklılar Ebu Musa'yı, Şamlılar da Amr b. As'ı kendi-
lerini temsil etmek maksadıyla hakem tayin etiler. Ve taraflar tah-
kim antlaşmasını imzaladılar. (H.37). Her iki tarafın hakemleri
sözleşme metnini yazmak üzere bir araya geldi. Amr, sözleşmeye,
"Emirü'l-mü'minin" ifadesinin yazılmasını kabul etmedi. İmam
Ali bunun üzerine şöyle dedi:

"Bugün Hudeybiye gününe benziyor. O zaman Süheyl b. Ömer
Peygamber'e, 'Sen Allah'ın Resulü değilsin' demişti. Sonra Resu-
lüllah Bana şöyle dedi: Buna benzer bir olay Senin de başına gele-
cek ve Sen haksızlığa uğrayacaksın." 1256 Sözleşmesinin en önemli
maddesi ateşkes ilan edilmesiydi. Taraflar aralarında sorunların çö-
zümünde Allah'ın Kitabı ve Peygamber'in sünnetine başvuracak-
lardı. Her iki hakemin de doğru yoldan ayrılmadıkları sürece canı
ve malı muhteremdi ve yine her iki hakem Kur'an ve sünnete göre
hareket etmezlerse taraflar arasında savaş devam edecekti. Hakem-
ler Şam ile Irak arasında bir noktaya istedikleri kişilerle birlikte ge-
lecek ve Ramazan ayının sonuna kadar bir karar alacaklardı. Eğer
gerekirse bu süre hac mevsiminin sonuna uzatılabilirdi. 1257




HARİCİLERİN ORTAYA ÇIKIŞI / 1

Ebu Musa'yı hakemlik için Dûmetu'l-Cendel'e gönderdikten
sonra Hz. Ali ordusuyla birlikte Kûfe'ye döndü. Ancak ordunun
içinden yaklaşık oniki bin kişi Kûfe'ye girmeyerek, buranın ya-
kınlarında bulunan Harura'ya çekildiler. Burada kendilerine namaz
kıldırmak üzere bir imam tayin ettiler ve idareyi ele alıktan sonra
hilafet işinin Şûra'ya bırakılacağını duyurdular.1263

Hariciler'den kalabalık bir grubun Harura'da toplandığını du-
yunca Hz. Ali onlarla konuşmaya karar verdi. Bu maksatla önce
güvendiği bazı kimseleri onlara gönderdi. Ancak olumlu bir netice
alamadı.1264

Bunun üzerine kendisi bizzat Harura'ya gitti. Ve onlara Hakem
Olayı'nı kabul etmesi için kendisini zorladıkları halde şimdi neden
ayrılığa düştüklerini sordu.




HARİCİLERİN ORTAYA ÇIKIŞI / 2

İbn-i Abbas, 'Eğer size Allah'ın Kitabı'ndan ve Nebisinin sün-
netinden fikirlerinize karşı delil getirirsem dönecek misiniz?'

Onlar, 'Evet' dediler.

'Allah'ın dininde insanların hüküm vermesi hakkındaki görü-
şünüze gelince, Allah buyuruyor ki: 'Ey inananlar! İhramlı iken
av öldürmeyin...'den itibaren 'içinizden adil birisi ona hükmetsin'
1271Kadın ve kocası hakkında ise şöyle buyuruyor: 'Eğer karı koca-
nın arasının açılmasından endişelenirseniz erkeğin ailesinden bir
hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin.'1272

Şimdi Allah'a yemin verdirerek soruyorum, size insanları bir-
birlerinin kanına girmekten alıkoymak için, aralarını bulmak için
hüküm vermek mi daha evlâdır, yoksa değeri çeyrek dirhem olan
tavşan ve birkaç kadın hakkında hüküm vermek mi daha evlâdır?
Üstelik biliyorsunuz ki Allah dileseydi hükmü verirdi, insanlara bı-
rakmazdı.'




NEHREVAN SAVAŞI

Basra ve civar bölgelerden gelen Hariciler Nehrevan'da top-
landılar. Hz. Ali de ordusuyla birlikte Nehrevan'a yöneldi. Oraya
vardığında Hariciler'e Eyyub el-Ensari'yi ve Kays b. Sa'd'ı gönde-
rerek barış yapmaya çalıştı. Hariciler'den Abdullah b. Habbab ve
Hz. Ali'nin elçi olarak gönderdiği Haris b. Murre'nin katillerinin
teslim edilmesini istediler. Ancak onlar aynı Hz. Osman'ın katli
olayında yaptıkları gibi, hep bir ağızdan, "Onları hepimiz öldür-
dük" diye bağırmaya başladılar. Neticede bir sonuç alınamadı.
Hz. Ali yine de barış çarelerini aramaktan vazgeçmedi. Eyyub
el-Ensari'nin eline bir bayrak almasını ve şu çağrıda bulunmasını
istedi:




HARİCİLER'İN DİNDEN ÇIKAN TAYFA OLDUĞU

Resulüllah, dinden çıkan bir tayfayla savaşacağını Hz. Ali'ye
haber vermiş ve onların liderlerinden birinin "Meme Sahibi" oldu-
ğunu söylemişti. 1283

Hz. Ali savaş sona erdikten sonra adamlarına hadiste belirtilen
bu şahsı aramalarını söyledi. O şahıs bulununca Hz. Ali şöyle dedi:

"Allahüekber! Ne yalan söyledim, ne de yalanlandım. Eğer tem-
bellik edip, amel etmekten vazgeçecek olmasaydınız, yüce Allah'ın
Peygamberi'nin dilinden, bilinçli olarak, bizim üzerinde bulundu-
ğumuz hakkı tanıyarak onlarla savaşanlara neler vaat ettiğini size
haber verirdim."






 1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21 
X