ehlibeyt.com internet
sitesinde yer alan tüm
içerikler 'ehlibeyt.com'
kaynak gösterilerek
kullanılabilir.






HZ. FÂTIMÂ RESULÜLLAH'I, KENDİ NEFSİNE VE ÇOCUKLARINA HER ZAMAN TERCİH EDERDİ / 2

Bundan sonra ashabdan Ukkaşe adında biri ayağa kalktı, dedi ki:

"Ya Resulallah! Tebük gazâsından dönerken deveye bir kamçı
vurmuştun, kamçı deveye vurmadı, bana erişti. O vuruştan son de-
rece acı duydum. Şimdi kısas isterim.

Hz. Peygamber (s.a.v.): "Allah sana hayrı rahmet kılsın ki, bu
kısası ahrete bırakmadın, dünyada diledin" buyurdu.

Sonra Ukkaşe'ye sordu: "O kamçıyı tanır mısın?"

Ukkaşe cevap verdi: "Deri terbiyesinden tutulmuş bir kamçı idi."
Hz. Peygamber (s.a.v.): "O kamçı Fâtımâ-i Zehra'nın evindedir.
Hemen getirsinler" diye emir buyurdu.




RESULÜLLAH DA HZ. FÂTIMÂ'YI KENDİ NEFSİNE TERCİH ETMİŞTİR

'Nübüvvet Şahitleri' isimli eserde şöyle bir rivayet vardır:

Bir gün Hz. Muhammed (s.a.v.) Hz. Hüseyin (a.s.)'ı bir dizi
üzerine ve İbrahim'i de öteki dizi üstüne almış okşamakta idi. Hz.
Cebrail de orada bulunuyordu.

"Ya Resulallah" dedi. "Hz. Allah bu iki inci tanesini bir ipliğe
bu kadar düzgünce dizip bir araya getirmez. Birinin kaldırılmasına
rıza göstermen gerek."

Hz. Muhammed (s.a.v.) buyurdu ki:

"Eğer İbrahim ölürse Beni büyük bir elem boğar. Fakat Hüseyin
ölürse bana, Ali Murteza'ya ve Fâtımâ-i Zehra'ya ıstırabı düşer.

Bana has musibeti, herkese gelen musibet üzerine ihtiyar ederim."




HZ. FÂTIMÂ GELMİŞ VE GELECEK KADINLARIN EN ÜSTÜNÜDÜR; CENNETLİK KADINLARIN EFENDİSİDİR / 1

1- "...Ya Ali! Sen ümmetin imamı ve Benim vasimsin.
Mü'minleri cennete doğru hidayet edeceksin.

Kızım Fâtımâ'nın kıyamet günü nurdan bir bineğe bindiğini, sağ
tarafında yetmiş bin melek, sol tarafında yetmiş bin melek ve arka-
sında yetmiş bin melek olduğu halde hareket ettiğini ve ümmetimin
mü'min kadınlarını cennete götürdüğünü görür gibiyim.

Beş vakit namazlarını kılan, Ramazan ayında oruç tutan, Allah'ın
evini ziyaret eden, malının zekatını veren, kocasına itaat eden ve
Ali'yi seven her kadın, Fâtımâ'nın şefaati ile cennete girecektir.
Fâtımâ dünya kadınlarının en üstünüdür."

"Ya Resulallah! Fâtımâ (a.s.) sadece kendi asrının mı en üstünü-
dür?" dediklerinde, şöyle buyurdular: "Kendi asrının üstünü olan
Meryem'dir. Kızım Fâtımâ geçmiş ve gelecekteki bütün kadınların
en üstünüdür."82




HZ. FÂTIMÂ GELMİŞ VE GELECEK KADINLARIN EN ÜSTÜNÜDÜR; CENNETLİK KADINLARIN EFENDİSİDİR / 2

7- Hz. Aişe anlatıyor:

"Topluca Allah'ın Resulü'nün (s.a.v.) yanında bulunuyorduk.
Hiç kimse bizden ayrı değildi. Tam o sırada Fâtımâ (a.s.) yürüye-
rek geldi. Vallahi O'nun yürüyüşünün, Allah'ın Resulü'nün (s.a.v.)
yürüyüşünden hiçbir farkı yoktu.

O'nun yanına varınca 'merhaba kızım' deyip O'nu sağ (ya da
sol) yanına oturttu. Sonra O'na gizlice bir şey söyledi; Fâtımâ hıç-
kırarak ağlamaya başladı. Ardından bir kez daha gizlice bir şey
söyledi; bu sefer güldü.

Allah'ın Resulü (s.a.v.) kalkıp çıkınca, "Allah'ın Resulü (s.a.v.)
bizim aramızda Sana özel bir şey söyledi ve Sen ağladın. Söyle
bakalım O sana ne söyledi?" dedim. Dedi ki: 'Allah'ın Resulü'nün
(s.a.v.) sırrını hemen açığa vuracak değilim ya!'




HZ. FÂTIMÂ GELMİŞ VE GELECEK KADINLARIN EN ÜSTÜNÜDÜR; CENNETLİK KADINLARIN EFENDİSİDİR / 3

10- Hâkim, İbn Abbas'tan naklediyor:

"Resulüllah (s.a.v.) bir defasında dört çizgi çizerek (ashabına),
'Bunların ne olduğunu biliyor musunuz?' diye sordu.

Ashab, 'Allah ve Resulü daha iyi bilir' diye cevap verdiler. Hz.
Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: Cennet kadınlarının en faziletlileri
Huveylid kızı Hatice, Muhammed (s.a.v.) kızı Fâtımâ, İmran kızı
Meryem ve Mezahim kızı Asiye'dirler..."90

Hâkim sahih senetle Abdullah ibn Mes'ud'dan rivayet etmiştir.
Allah Resulü şöyle buyurdu:

"Fâtımâ, iffetini kâmil olarak korudu. Bu yüzden Allah O'nun
soyuna ateşi haram kılmıştır."91




HZ. FÂTIMÂ GELMİŞ VE GELECEK KADINLARIN EN ÜSTÜNÜDÜR; CENNETLİK KADINLARIN EFENDİSİDİR / 4

13- Hz. Fâtımâ (a.s.) şöyle buyurmuştur:

"Ya Resulallah! Selman Benim elbisemi görüp şaşırdı. Seni hak
üzere peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Benim
ve Ali'nin beş seneden beri bir koç postundan başka bir şeyimiz
yoktur.

Gündüzleri onun üzerinde devemize yemini veriyoruz. Geceleri
de döşek yapıp, üstünde uyuyoruz. Yastığımız deridir ve içini hur-
ma lifiyle doldurmuşuz."

Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Ey Selman! Hiç şüphesiz Benim kızım, en öndeki kafilenin
içindedir."94




HZ. FÂTIMÂ EHL-İ BEYT'İNDEN RESULÜLLAH'A İLK ULAŞACAK KİMSEDİR

1- Hz. Peygamber buyurdu ki:

"Cebrail (a.s.) her yıl Ramazan-ı Şerif'te muhakkak gelip
Kur'an-ı Kerim'i Bana bir defa okutur, kendisi dinlerdi. Bu yıl ise
iki defa okutup dinledi. Ben bunu ecelimin pek yaklaştığına işaret
sayıyorum.

Bunun için kızım Fâtımâ! Ben vefat ettikten sonra Bana Ehl-i
Beyt'imden ilkin Sen kavuşup geleceksin. İşte Allah'tan kork da şu
kısa ayrılığa dayan! Zira Ben Senin için en güzel bir konakçıyım."97




HZ. FÂTIMA KADINLARA İSLAM'I ANLATAN BİR MÜREBBİYE İDİ / 1

1- İmam Hasan Askerî (a.s.)'dan şöyle nakledilmiştir:

"Bir gün bir kadın Hz. Fâtımâ (a.s.)'ın huzuruna varıp şöyle
dedi: 'Güçsüz bir annem vardır, namazında zor bir mesele ile kar-
şılaştı ve o meseleyi Sana sormam için beni huzurunuza gönderdi.'

Hz. Fâtımâ (a.s.) o meselenin cevabını verdi. O kadın, ikinci kez
başka bir mesele sordu. Hz. Fâtımâ (a.s.) yine cevabını verdi. Daha
sonra üçüncü bir mesele sordu, böylece sorduğu soruların sayısı
onu buldu. Hz. Fâtımâ (a.s.) da hepsine cevap verdi.

Sonra o kadın soruların çokluğundan dolayı utanınca da kendi-
sine şöyle dedi:

'Karşılaştığın her soruyu utanmadan gel, sor, Ben senin sorula-
rından yorulmam. Eğer bir kimse ağır bir yükü dama çıkarmak için
ecir olur ve karşılığında yüz bin dinar alırsa, acaba o iş ona ağır
gelir mi?'




HZ. FÂTIMA KADINLARA İSLAM'I ANLATAN BİR MÜREBBİYE İDİ / 2

Bunları söylerken mübarek gözlerinden yaşlar dökülüyordu.
Hz. Peygamber (a.s.) devamla:

"Ey ciğerparem! Üzülme ki bizim süslü elbisemiz takva libası-
dır. Mücevherli tacımız ise ilim ve rızadır. Madem ki madde hazan
kasırgasının hücumu ile darmadağın olacaktır. İlkbahar gelininin,
cemâlindeki fâni parlaklığa itibarı nedir?"

Bu konuşma esnasında Cebrail zuhur edip şunları bildirdi:

"Ya Resulallah! Hüküm odur ki, Fâtımâ'yı o topluluğa göndere-
sin. O'nun o toplantıya ayak basışındaki meymenet sayesinde bazı
gizli sırlar açığa vurulacaktır."

Hz. Peygamber (s.a.v.) bunun üzerine:

"Ey Fâtımâ! Cebrail Senin oraya gitmekliğin için ferman getirdi"
buyurdu.




HZ. FÂTIMA KADINLARA İSLAM'I ANLATAN BİR MÜREBBİYE İDİ / 3

4- Fizze, Hz. Fâtımâ'nın (a.s.) cariyesi idi. O'nun yanında eğitil-
mişti, uzun bir zamandan itibaren sözlerini Kur'an ayetleriyle karşı
tarafa anlatıyordu.

Ebu'l-Kâsım Kuşeyrî bir şahıstan şöyle naklediyor:

"Mekke'den hareket eden bir kafileden ayrılmıştım ve çölde
(şaşkınlık ve üzüntü içerisinde olan) bir kadınla karşılaştım. On-
dan ne sordumsa, Kur'an ayetleriyle cevabımı veriyordu.

'Sen kimsin' diye sordum.

Cevaben dedi ki:

'Kul selamun, fe sevfe ta'lemûn.' (Selam de. Artık onlar bile-
cekler).

Ben selam verip dedim ki:

'Burada ne yapıyorsun?'




HZ. FÂTIMA KADINLARA İSLAM'I ANLATAN BİR MÜREBBİYE İDİ / 4

5- İmam Hasan Askerî (a.s.)'dan şöyle nakledilmiştir:

"Biri inatçı düşman, diğeri ise mü'min olan iki kadın, bir dinî
meselede ihtilaf edince, ihtilafın çözümü için Hz. Fâtımâ (a.s.)'ın
huzuruna gelip, meseleyi O'na anlattılar.

Hak mü'min kadınla olduğu için Hz. Fâtımâ (a.s.) delil ve bur-
han ile O'nu teyid etti. Ve böylece inatçı düşman kadın yenilgiye
uğradı. Mü'min kadın buna çok sevindi.

Hz. Fâtımâ (a.s.) şöyle buyurdu: 'Allah'ın melekleri, bu gali-
biyetten dolayı senden daha çok sevindiler. Şeytanın (ve takipçi-
lerinin) üzüntüsü de düşman olan kadının üzüntüsünden daha çok
oldu.'

İmam Hasan Askerî (a.s.) daha sonra şöyle buyurdu:

İşte bundan dolayı Allah-u Teala meleklerine; 'Fâtımâ'nın bu
hizmeti karşılığında O'na cennet ve nimetlerini, önce verilenden
bir milyon kat daha arttırın ve bu işi, ilmiyle mü'min bir kimseyi
düşmana galip kıldıran her âlim ve bilgin hakkında da yapın; onun
da sevabını bir milyon kat arttırın' buyurdu."102




HZ. FÂTIMÂ ÖRNEK BİR EŞ İDİ

Hz. Fâtımâ (a.s.)'ın örnek eş olması; aile hayatında eşine destek
olmasının yanında, yeri geldiğinde eşinin koruyucusu veya bir öğret-
meni gibi hareket ederek ona yardım etmesindendir.

1- Hz. Ali (a.s.) şöyle buyuruyor:

"Yorgun bir koşuşturmanın ardından, eve gelip Fâtımâ'ya baktı-
ğımda bütün gam ve üzüntülerim gidiyordu."106

2- Hz. Fâtımâ (a.s.) kesinlikle Hz. Ali (a.s.)'ın müsaadesi olmadan
dışarı çıkmaz ve hiçbir zaman O'nu öfkelendirmezdi. Çünkü O baba-
sının, "Allah-u Teala, kocasını öfkelendiren kadının oruç ve namazını,
kocasını kendisinden razı etmedikçe kabul etmez" buyurduğunu bili-
yordu.107






 1   2   3   4   5   6   7   8   9 
X